20 Haziran 2020 Cumartesi

BİR KADININ YAŞAMINDAN YİRMİ DÖRT SAAT-STEFAN ZWEIG-REN

Herkese merhaba, bazı klasikler vardır herkesin okuması gereken 100 kitap, 1000 kitap diye bahsedilen. Stefan Zweıg kitapları bu listelerin vazgeçilmezleridir.Bugün bir Stefan Zweıg kitabı olan Bir kadının yaşamından yirmi dört saat adlı eseri inceleyeceğiz.Ben Stefan Zweıg kitaplarını İş Bankası Kültür yayınlarından alıyordum aslında, hepsi aynı yayın evinden bir seri oluşturuyordum.İş Bankası Kültür yayınlarının çevirisi oldukça güzel, diğer yayın evlerinin çevirilerini önermedikleri için pek yaklaşmıyordum açıkçası. Ancak benim ilk aldığım Stefan Zweıg kitabı ( Bilinmeyen bir kadının mektubu) Ren yayınlarından dı ve çevirisini beğenmiştim gayet akıcıydı. A101 de gezerken 1,95 TL gibi bir fiyata klasikleri bulunca dayanamadım  elimde olmayanları aldım🙈😊 Çevirisine gelecek olursak bazı yerlerde takıldığım noktalar oldu, anlam karmaşası ve noktalama işaretleriyle alakalı takıldığım kısımlar oldu ancak çok fazla değildi.Tabi ki çevirisi doğrumu, değil mi bu konuda bir yorum yapamam. Ben kitapları alırken ne kadar  araştırsam da Ren yayınları hakkında bir yorum yapılmamış belki almayı düşünenler kararsız kalanlar vardır diye düşündüm, o yüzden bu ek yorumu yapıyorum 💛💜


                                            



“Her şey karanlıkta olup bitmişti. Tıpkı bir sel tarafından açılan girdapta iki taşın aniden birbirine çarpması gibi.”

Stefan Zweig, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat’te ondan aşina olduğumuz kısa fakat vurucu tarzını yeniden ortaya koyuyor. Yaşamı etkileyen yirmi dört saatlik deneyimiyle Bayan C., anlatıcımıza yıllar önce başından geçen ve bütün hayatına tesir etmiş hikâyesini anlatır. Bir kumarhanede tanıştığı bir genç, Bayan C.’nin üzerinde yıllar sonra bile unutamayacağı hisler bırakmıştır. Böylece zamanın, yanından geçip gittiğimiz insanların yaşamlarının kıymetini verilebilecek en somut yönleriyle vermiş Zweig, biz okurları bir kez daha kendine hayran bırakacak bir hikâye sunuyor.

“Uzaklaş! Uzaklaş! Uzaklaş! Bu şehirden, kendinden uzaklaş! Eve, insanlarına, kendi eski hayatına dön!”



Her zaman merak etmişimdir, tüm hayatını geride bırakıp, sonunu göremedikleri bir yarına yol almaya insanlar nasıl cesaret eder? Kitapta bir kadının bir anda tüm hayatından vazgeçip sonunu bilmediği bir yola adım atmak istemesini ve bu kararları alırken içinde bulunduğu ruhsal duruma değinilmiş.Kitap evli ve iki çocuk sahibi bir kadının ailesini terketmesiyle başlıyor. Olaya şahit olan insanlar bu konun doğruluğunu tartışırken olaya zarif ve sessiz bir kadın olan Bayan C. dahil oluyor ve kitabın sonunda bana oldukça anlamlı gelen şu cümleyi kuruyor;

"Bir kadının, sevgisine layık olup olmadığından asla emin olamayacağı alalade bir adam uğruna kocasını ve iki çocuğunu terk etmesini değersiz ve çirkin bulmuyor musunuz ?"

Yıllardır içinde tuttuğu sırrın utancıyla yaşamış olan Bayan C. bu tartışmadan sonra  tüm yargı ve ahlak kurallarından bağımsız, objektif olarak  kendisini anlayacağını düşündüğü için karakterimizle konuşmak istediğini söylüyor.Kitabımızın asıl hikayesi de burada başlıyor. Bayan C içinde bulunduğu ruhsal durumu, hayatını değiştirecek o yirmi dört saatte neler yaşadığını her şeyi geride bırakıp sadece yirmi dört saattir tanıdığı bir yabancıyla gitme düşüncesine nasıl kapıldığını anlatıyor.Kurduğu  son cümlelerden biri ise Bayan C.'yi anlamamızı sağlıyor;

"Siz Bayan Henriette'i savunduğunuzda ve coşkuyla yirmi dört saatin bir kadının kaderini tamamen belirleyebileceğini söylediğinizde beni kastediyor muşsunuz gibi hissettim.Size minnettar kaldım. Çünkü kendimi ilk kez onaylanmış gibi hissettim."
Ben kitabı beğendim, zaten 96 sayfalık ince bir kitap bir oturuşta bitiyor . Eğer daha hiç Stefan Zweıg kitabı okumadıysanız şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Benim ilk okuduğum Zweıg kitabı, Bilinmeyen bir kadının mektubu idi ve çok beğenmiştim.

Sizin kitap hakkında ki görüşleriniz neler ? Okuduysanız ya da okumayı düşünüyorsanız yorumlarınızı benimle paylaşırsanız sevinirim.Hemen şuradan👇😊😊

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Follow Us @soratemplates